13 Temmuz 2019 Cumartesi

bu hayatı seviyorum

Keşfedilecek, hissedilecek bu kadar şey varken, onca güzellik, sonsuz imkan ve ihtimal bize bi şekilde sunulmuşken nasıl sevmem?

Koskoca evrende bir toz bulutu kadar bile degilim. Ama günden güne daha çok görmeye, anlamaya, en azından çabalamaya başlıyorum. Hayatı yaşanılabilir kılan binlerce şeye denk geliyorum, hatta onları arayıp bulduğuma inanıyorum. 

Güzel insanlar tanıyorum, onlara kendimce kahramanlar diyorum. Mutluluk verici, ilham dolu, kapı açıcı, motivasyon sağlayıcı. 

Hayatın beni bırakmadığını, her seferinde mutlaka iteleyecek şeyler bulduğunu görüyorum. Teslim oluyorum bir yerde, bu akışa dahil olmayı, aktifliği, iz bırakma arzusunu ve "insan olmayı" seçiyorum. Belki yavaş yavaş, sindire sindire, bazen koşa koşa çünkü dolu dizgin. Tırmanıyorum, zıplıyorum, kazıyorum. Yaptığım basit bir sistem veya tasarımını günden güne iyileştiriyor, üst seviyeye taşıyormuşçasına kendimi inşa ediyorum. Donanım, bilgi, deha, yaratıcılık, birikim, ufuk, çevre, vizyon, hedef, nokta.. Bu kelimeleri seviyorum. Bi'nevi üst üste yığdığım çoğu şeyden inanılmaz mutluluk duyuyor, haz alıyorum.

İşte bütün bunlar da beni keyiflendiriyor. Çok şükür ki uzun süredir sık sık benzerlerini yaşadığım bir günden yazıyorum bunları. Hafızama yenilip silinip gitsin istemedim, kalsın dursun hatırlarsın dedim. Her şeyin bir sebebi vardır, eminim ki bu satırlar da bana olumlu bir şey için/ şekilde dönecek. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

On Beş Mayıs

  Acaba hakaretsiz kötü sözsüz nasıl yazarım, üslubumu sakin bir ölçüde nasıl tutarım şeklinde uzunca düşündükten sonra konuşmaya karar verd...