2 Eylül 2017 Cumartesi

"Değişmezler"


                Bazı şeyler tahmin edilemeyen düzeyde kalıcı olur, değişmezler.Kimisi insanlar kendini unutmamaya, daha doğrusu o işin "unutulmaz" olduğuna kendini şartladığı için , kimisi de o anları yaşarken içinde bulunduğumuz duygu yoğunluğundan kaynaklanır.

                 Mesela yıllar öncesinin televizyon dizileri olan Aşk-ı Memnu'yu, Suskunlar'ı hala izlemeyen, unutulmaz karakterlerden Ramiz Dayı', Eyşan'ı hatta yakın tarihten Poyraz ve Ayşegül'ü bilmeyen, Hababam Sınıfı her yayınlandığında keyifle seyretmeyen var mı aramızda? Tıpkı edebiyat dünyasının klasikleri gibi oturmuşlar hafıza merdivenimizin basamaklarına.

                  Halihazırda çocuğunun ismi "Ela" olan Yasemin Ergene Özilhan'ı görünce doktorları hatırlamayan yok.Hala her gün instagram fotoğraflarının altında görüyoruz alışılagelmiş yorumları.Peki Helena Paparizou denince olağanüstü eurovision performansı aklına gelmeyen , o da yok.Birçoğumuz rast geldikçe keyif alır,aklına estikçe açar izleriz hatta.

                  Kabul etmek lazım bunları.Çoğu Türk ailesinin televizyon kanal listesinde ilk sırayı TRT'nin almasını,son saniyede sayı alarak galip bitirdiğimiz ve ülkece sevindiğimiz o milli basketbol maçını,kuşak farkı gözetmeksizin herkesin bildiği o Edip Akbayram ,Sezen Aksu şarkılarını kabul etmek gerek.İnsan beyninin lütfudur bazı şeyler.Sıcak günlerde sahillerin efil efil esmesi,her şeye rağmen bayramın ilk günü Barış Manço'nun bu-gün bay-ram diye parçaya girmesi ve ağustostan sonra güzelim Eylül'ün gelmesi..


Sevgiler,sonbaharın ve dökülen yaprakların kıymetini bilenlere'













On Beş Mayıs

  Acaba hakaretsiz kötü sözsüz nasıl yazarım, üslubumu sakin bir ölçüde nasıl tutarım şeklinde uzunca düşündükten sonra konuşmaya karar verd...