30 Ağustos 2017 Çarşamba


       Merak ettiğim öylesine çok şey var ki. Sırf sonsuzluğundan korktuğum için dalmadığım denizler,fazla yüksek diye atlayamadığım tepeler, geç kaldığım için seyredemediğim manzaralar.Hepsi ukte ukte büyüyor içimde.

    Kim bilir belki bi' gün başarırız,evet hepimiz.Gökyüzüne filmlerdeki gibi rengarenk balonlar salmayı,mecalimiz kalmasa da en güzel şarkıları dostlarla aynı masadayken hep bir ağızdan bağırmayı,daima korktuğumuz vakalarda gözyaşlarımıza selam durmayı..

       
         Birikmişliklerin üzerimizdeki ağırlığı sorulsa hepimiz saatlerce konuşuruz değil mi , asla bitmez cümlelerimiz.En iyi ihtimalle susarız.Neden? Bizim yatağımızdan çıkmaya tenezzül etmediğimiz soğuk kış gecelerinde kalacak yeri olmayan kimsesiz çocuklar kadar çaresiz miyiz,yetimhanede oyun oynaması gereken yaşta dayak diyen yetim Elif miyiz? Yoksa hesapta var olan ailesi,bilhassa evlatları tarafından huzurevine terkedilen Semra teyze mi


         Çok biliyoruz ama her şeyi. Teknoloji ,sanat,eğitim,kültür, gündem hepsi bizden sorulur.Çağdaş,donanımlı,nitelikli bireyleriz(!) çünkü sabah akşam çalışıp para kazanmaya ihtiyacımız var,onun gerekliliği diyoruz.Evet bunu reddetmiyoruz.Ama neden magazin haberlerini haftalarca enine boyuna konuşurken bir zulüm,ölüm,gerçek çaresizlik görünce hızlıca geçiyoruz.Yüreğimiz kaldırmıyor değil mi , içimiz acıyor.Koskoca ülke yarışmalarda şarkılara oy atarken insanlık namına hiçbir şey yapmıyoruz.Haberde denk gelsin ağlıyoruz,bi sonrakinde müzik çalıyor unutup dans ediyoruz.İşte insanoğlu.


        Unutmak nimet diyorlar.Evet haklılar.İnsan yaşayamaz bu kadar çirkinlikle.Tecavüze uğrayan çocuklarla,dayak yiyen kadınlar,işkence gören hayvanlarla.N'oldu ? Kusura bakmayın yine hatırlattım.Hani o en saygı duyduğumuz iyi niyetli,eğitimli,profosyenel blogger var ya her gün hayvan deneyi yapan markaların ürünleriyle gururla makyaj yapan,hani sen var ya sadece klavye başında üzüntü duyan,hani var ya hesapta doğasever işadamı yeni binası için koskocaman ağaçlı arsayı yıkan.Biz yaptık biz.İçinde yaşadığımız dünyayı da,kendimizi de bu hale biz getirdik.Aynı anda kafalarda yüzlerce fikir dönüyor.Hangisi hayatta ,kaç insan ,kaç canlı kurtardık söyleyin.


      Ağaç dikiyor muyuz,konuşmayı bırakıp bizzat kendi elimizle muhtaç insanlara yardım edip ,belki bi'çocuğun belki zor durumda bi'annenin yüzünü güldürüyor muyuz.Bırakın ben çok iyi bi insanım ayaklarını en son ne zaman birinin derdini dinleyip derman olduk hatırlıyor muyuz 


  Ve tekrar ,inşallah


    Kim bilir belki bi' gün başarırız,evet hepimiz.Gökyüzüne filmlerdeki gibi rengarenk balonlar salmayı,mecalimiz kalmasa da en güzel şarkıları dostlarla aynı masadayken hep bir ağızdan bağırmayı,daima korktuğumuz vakalarda gözyaşlarımıza selam durmayı.


Söylenecek daha çok şey var ama her şeyin de bir sınırı. Dünyayı güzelleştirmek için başkasını beklemeden önce kendinden işe başlayan herkese sevgiler.
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

On Beş Mayıs

  Acaba hakaretsiz kötü sözsüz nasıl yazarım, üslubumu sakin bir ölçüde nasıl tutarım şeklinde uzunca düşündükten sonra konuşmaya karar verd...