Değişiyoruz, çok fazla, sürekli, hemen hemen her konuda. En sabit gördüklerimiz bile başkalaşımlar geçiriyor. Fark etmiyoruz anlamıyoruz kaçırıyoruz belki ama bazen ufaktan hissediyoruz. Ufaktan dedim, kimisi çok bariz alenen ortada, kimisi usul usul ve hafif oluyor çünkü.
Bakın bi, düşünün. Uzuuun aralardan sonra baktığınız fotoğrafları düşünün. Değişen tek şey görüntünüz olamaz herhalde. Arkadaşlarınız, düşünceleriniz, hissettikleriniz, belki yaşadığınız yer, belki olmak istediğiniz şey.. Hepsi biraz artmış biraz eksilmiş biraz da gitmiş oluyor muhtemelen.
Beş sene önce hiç dikkat etmediğim bir şey şu an radarıma aşırı takılıyor, o yıllarda hayatımı adayacağımı düşündüğüm şeyler uçup gitmiş. Bir kısmına gülüyor, bir kısmını hatırlamak dahi istemiyorum.
Şu anda olduğum kişinin bakış açısına, değerlerine ters şeyler görüyorum, şaşırıyorum. Hep böyleymişim gibi geliyor çünkü, değişen şeylerin korkunç miktarını anlayamıyorum.
Değişimi kabullenmek, bizim daha sık kullandığımız tabirle "alışmak". Alışmanın normalliğini hayret ede ede kabulleniyorum.
Yanlış anlaşılmasın, değişmekten hiç rahatsız değilim. Bir şeyler değişmediği sürece hayatta kalabileceğim/iz/e zaten inanmıyorum. Ama düşünüyorum işte. O öyle değil de neden böyle, böyle olsa nolur, o nasıl öyle olmuşlar.. falan filanlar. Geceniz güzel olsun.
24 Ocak 2019 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
On Beş Mayıs
Acaba hakaretsiz kötü sözsüz nasıl yazarım, üslubumu sakin bir ölçüde nasıl tutarım şeklinde uzunca düşündükten sonra konuşmaya karar verd...
-
Lütfen insanların hakkınızda ne düşündüğünü kafaya takmayı biraz azaltın. Herkesin düğün makyajı ve her güne ayrı kombinle geldiğ...
-
Keşke diyorum önceden burada olsaydık, keşke kafamızdan taşarcasına dolaşıp duran fikirleri satırlara koysaydık. Sinemada izlerken...
-
Kendi kendime konuşuyorum, ele seviye Kendime çok şaşırıyorum. Yorucu bi insanım. Bazı takıntı ve huylarımı törpülemeye çalış...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder